Hacı Hasan Mh. Aşık Mehmet Yakıcı Cd. No:11/a Konya
Bizi Takip Edin:
Sıkça Sorulan Sorular
Kurumumuz tarafından merak edilen sorulara yanıtlarımız.
Konya Yeni Pusulam Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi - SSS
Özel eğitim, bireylerin özel ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanmış eğitim programları ve hizmetleri içeren bir eğitim türüdür. Bu tür eğitim, öğrencilerin bilişsel, duygusal, davranışsal veya fiziksel gereksinimlerini karşılamayı amaçlar.
Özel eğitimin temel ilkeleri, bireylerin özel ihtiyaçlarına odaklanır. Bu ilkelere göre, özel eğitim hizmetleri, her bireyin ilgi, istek, yeterlilik ve yeteneklerine uygun olarak sunulur ve erken yaşta başlar. Bireylerin sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayrılmadan planlanır ve yürütülür. Eğitim, bireyin performansına uygun olarak uyarlamalar yapar ve yetersizliği olmayan akranlarıyla birlikte eğitilmeleri önceliklidir. Bireylerin eğitimlerini kesintisiz sürdürebilmeleri için rehabilitasyon hizmetlerinin sağlanmasına önem verilir ve bireysel eğitim planları oluşturulur. Aileler, sürece aktif olarak katılırken, sivil toplum örgütlerinin görüşleri özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde dikkate alınır. Özel eğitim hizmetleri, bireylerin toplumla etkileşim ve uyum sağlama süreçlerini kapsayacak şekilde planlanır.
Zihinsel yetersizlik, bireyin zihinsel işlevlerinin normalden önemli derecede düşük olması ve bu durumun iletişim, öz bakım, ev yaşamı, sosyal beceriler, yararlılık, kendini yönetme, sağlık ve güvenlik, akademik başarı, boş zaman aktiviteleri ve iş yaşamı gibi alanlarda kendini göstermesidir. Bu durum ülkemizde sıkça görülen bir özür türüdür ve genellikle normal gelişim gösteren çocuklara göre daha yavaş öğrenme süreçleriyle karakterizedir.
Her çocuğun sağlık eğitim masrafları, sağlık güvencesi olup olmamasına bakılmaksızın özel eğitim kurumlarına aylık olarak ödenir. Ancak, ücretsiz özel eğitim almanın bir koşulu olarak bireyin sağlık raporunun bulunması gerekmektedir. Bu sağlık raporları genellikle 1 yıllık olarak verilir ve süre sonunda birey tekrar değerlendirilir. Eğer gereklilik devam ederse sağlık raporu yenilenir. Sağlık raporu, bireyin tıbbi tanısını gösterirken, eğitsel gereksinimleri için ise Rehberlik Araştırma Merkezlerinden eğitsel rapor alınması gerekebilir. Her iki raporun da yenilenme süreci benzerdir. Ailelerin önerilen özel eğitim sonrası en sık sorduğu soru, özel eğitim raporunun ileride bireyi etkileyip etkilemeyeceğidir. Karar verirken, öncelikli olanın bireyin o anki ihtiyaçları olduğu ve bireyin kendi gereksinimlerini karşılayacak eğitimi alması gerektiği unutulmamalıdır.
Ülkemizde özel eğitim gereksinimi duyan bireyler, bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireyler olarak tanımlanır. Bu gruplar şu şekilde sınıflandırılır: Zihinsel Yetersizlik (hafif, orta, ağır, çok ağır)
İşitme Yetersizliği
Görme Yetersizliği
Bedensel Yetersizlik
Otizm Spektrum Bozukluğu
Dil ve Konuşma Güçlüğü
Özel Öğrenme Güçlüğü
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Özel Yetenek
Süreğen Hastalık
Çoklu Yetersizlik
Down sendromu, genetik bir farklılık olan bir kromozom anomalisidir. Normal bir insan vücudu 46 kromozom içerirken, Down sendromlu bireylerde 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom bulunur, bu nedenle toplam kromozom sayısı 47 olur. Down sendromu tedavi gerektirmeyen bir genetik farklılıktır ve hücre bölünmesinin yanlış olduğu bir durum sonucu ortaya çıkar. Down sendromu riski, annenin hamilelik yaşıyla ilişkilidir ve 35 yaşın üzerindeki gebeliklerde risk artar. Ancak, genç annelerin daha fazla bebek sahibi olması nedeniyle Down sendromlu çocukların çoğunluğu genç annelerin bebekleridir. Down sendromu herhangi bir ülkede, milliyette veya sosyo-ekonomik statüde görülebilir ve yaklaşık her 800 doğumda bir rastlanır. Dünya genelinde 6 milyon civarında Down sendromlu birey yaşamaktadır ve Türkiye'de tahmini olarak 70.000 Down sendromlu kişi bulunmaktadır. Bu sendrom, hafif veya orta derecede zihinsel ve fiziksel gelişim geriliğine yol açar. Bu durum, 21. kromozomun üç adet olması nedeniyle meydana gelir ve "Trisomy 21" olarak da bilinir.
Eskiden okuyamayacakları düşünülen Down sendromlu bireyler artık lise ve üniversiteyi bitirebiliyor, ikinci bir dil öğrenebiliyor, çalışabiliyor ve bağımsız veya yarı bağımsız hayatlar sürebiliyorlar. Bu nedenle hayallerimize sınırlar koymamalıyız. Ancak, çocuğumuzu doğru bir şekilde değerlendirmeli ve onun mutluluğunun anahtarının ayakları yere basan ve gerçekçi gelecek planları yapmak olduğunu unutmamalıyız.
Otizm, genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkan, sosyal ve iletişim becerilerini etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otistik çocuklar öğrenme zorluğu yaşayabilirler ve zeka seviyeleri farklılık gösterebilir. Otizm, çevrelerindeki dünyayı algılamada ortak zorluklar yaşanmasına neden olur. Otizmin görülme sıklığı %0.5'tir ve erkek çocuklarda kızlara göre daha fazla görülür. Otistik belirtiler her çocukta farklılık gösterebilir ve bu nedenle otizmin seviyelerini kesin olarak kategorize etmek zordur. Ayrıca, Asperger Sendromu ve Rett Sendromu gibi farklı otizm formları da bulunmaktadır.
Dil, toplumlara özgü bir iletişim aracıdır ve her dilin kendi sözcük, ses ve gramer kuralları vardır. Dil öğrenme süreci bebeklik döneminden başlar ve yaşamın ilk yılında belirgin hale gelir. Dil gelişimi, doğuştan gelen ses kapasitesinin izleriyle başlar ve çocuk olgunlaştıkça konuşma yetisi üzerinde daha fazla kontrol kazanır. Dilin anlaşılması ve kazanılması için belli aşamalardan geçilmesi gereklidir. Ancak çocuklarda dil gelişiminde beklenen aşamalarda gecikmeler veya iletişimde bozulmalar yaşanması, konuşma ve dil bozuklukları olarak adlandırılır.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve isteklerin ertelenememesi gibi belirtilerle karakterize edilen bir psikiyatrik bozukluktur. Bu bozukluğa sahip çocuklar aşırı hareketlidir, dikkatleri kolayca dağılır, sabırsızdırlar ve çabuk kızarlar. DEHB tanısı için belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması, en az 6 aydır devam ediyor olması ve hem okulda hem de evde gözleniyor olması gerekmektedir. Tanı, çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinde uzman bir ekibin yapması gereken bir süreçtir.
Bu program, bireylerin gelişim özelliklerini ve özür derecelerini göz önünde bulundurarak, bilgi işleme, analitik düşünme, okuma-yazma ve matematik gibi temel becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir programdır.